24 Haziran 2016 Cuma

muammalıklaşma.


neyim ben? yokluğun içinde dalgalarla boğuşan mı? kapıların sürekli suratıma kapandığı o karanlık soğuk ve renksiz kapılar mı benim sorunum? kimdim ben? kim için kimdim veya kendim için kimdim? yokluk. simsiyah bir yokluk. nefesim daralıyordu. yürüyordum ama ne için yürüyordum. amacım neydi ? kimdim ben? neyim ben? neden bu hayatın getirdikleri sorunlar ? kaldırılamayacak kadar ağır olan neydi ? hayattaki sorumluluklarım mıydı? sorumlulukların amına koyiyim. yoksa bir daha geri dönemeyecek olan abim mi?  açtığım şu şarkı. çözüm mü buluyordu? içimdeki o sonsuz boşluğa? hayır. sadece yankılanıyordu. yankılar, kulaklarımı tırmalıyordu. o içinden çıkamadığım belirsizlik. mazoşistliğimin belirsizliği içinde yüzmeye çalışırken ayağımın yosuna dolanması gibi. kimdim ben? neydim ? içimden haykırıyorum, çığlık atıyorum. içimdeki dalgaların dışarıya vurmasını istiyorum. canım yanıyor benim. kaldıramıyorum artık. hissizliğimin içinde hissetmeye çalışmaya çalışıyorum benliğimi. yorgun düştüm. içimdeki beni kaldıramıyorum, 90 yaşına basmış. onu kutluyorum. kutladığım tek şey bu olsa gerek. içimi acıtan içinden çıkmadığım bu soğuk dört duvar. çıldırıcam. gözlerim şu klipteki farlardan çıkan ışık pıtırcıkları gibi parlasa. ama hayatta gerçekler var. ve gerçekleri görmemek istesem de görmek zorunda olduğumu bilmek durumundaki o çıkmaz. neden hep sonum ya duvar ya soğuk kapı yada yosun. ve neydim ben? kimdim? kim olmak için uğraşıyordum benliğimde? işte orasını çözmeye çalışıyorum. boğuluyorum, eriyorum ve bitiyorum. neyse ne diyordum. kimdim ve neydim ben ?
Ben Howard'a sonsuz teşekkürler bu efsanevi parçasından dolayı.