9 Ekim 2018 Salı

nebulousness


koşuyorum. durmadan. nefesim kesiliyor ama durmuyorum. saç diplerimden çeneme kadar süzülen ter damlacıkları kadar hızlı koşuyorum. bir şeyden kaçtığım için değil sadece kendimi kovalıyorum. yakalayamayacağım kesin. bile bile koşuyorum. biliyorum ki durursam ölürüm. bünyem iflas eder, benliğinde kaybolur ruhum. karmaşık bir şey yok dediğim her saniye dizlerim topuklarıma doğru erimeye başlıyor. hissisleşmek bir bedenin bütününde, çakmakla yakmak ruhunu. bulut kadar hafif ruhun hemen tutuşur sanırsın küçük bir ateşle ama hayır. ruhuna çaktığın her ateş, sürekli sönen sigaran olur. bedenin her nefeste ruhunu yeniden tutuşturur. ruhunun bedeninin içinde kül olması, bozulmuş bir yemekten farksızdır. uzaktan baktığında taze görünür ama yaklaştığında koşarak uzaklaşırsın. boş gözlerle baktığın dolu düşünceler. içinin küflenmesi. gözlerimden içimi göremezsen nerden anlarsın ki küflendiğimi? yeterince bakmassan derine, nasıl yüzmeyi öğrenebilirsin ki bedenimde? benim ruhum küflenmiş, yıllardır buzdolabının kör noktasında unuttugun yemek gibi. istersin ki bir kara delik açılıp onu yutsun. ben de isterdim geçmiş, ruhumu yutsun. hiçbir şey hissetmemeyim. içim bulanmasın düşüncelerle. isterim ki geçmişi hatırlamıyım hatta yaşadığım her şey yarın sabah uyandığımda silinsin ama film mi sanki yaşadığımız hayat? kendi seneryonu kendin yazıyorsun hem de üstelik birde kendin çekiyorsun. tek problemi film bittiğinde açıpta izleyemiyorsun. çünkü filmi sonu ölümle sonlanıyor. her son gibi. son kelimesi ölüm demek. ölüm demek ise korku demek. korkmaktan korkmak demek. duygusallık demek. üzülmek demek. kayıkla engin denizlere açılıp, kocaman dalgalarla boğulmak demek. nefestir ölüm. oksijendir. eksikliktir ölüm. sonsuzluktur. koca bir uzaydır. boşluktur içindeki. eksikliğindir. hissisleşmektir ölüm. içinin küflenmesidir. ruhunun küflenmesi, ruhunun bedenini çürütmesidir. haksızlıktır ölüm, yaşama yapılmış en büyük haksızlık. tutunamadığın koltuk değneğidir. ölüme insan tutunmak ister mi ki? yürüyemediğin her saniye koşmak için çabalamak mıdır tutunmak? neye tutunuyorsun ki? gerçekten koltuk değneğine mi? salak olma, ölüme tutunduğun her dakika yaşamından bir papatya koparmış oluyorsun. yapma. geldiysek bu dünyaya ölümü en güzel şekilde anmalıyız. üzmesin seni ölüm korkutmasın çünkü biliyorsun ki en güzel insanlar ölüm yolunu seçmiş insanlardır. ölüm bir seçim midir onlar için yoksa yaşamak mı bir seçim? belkide ölmek onlar için yeni bir yaşamdır. ama geride kalanlar? onları da yeni bir yaşam bulucak mı mesela ölüm?