11 Mart 2018 Pazar

blur


denizden çıkan üşümüş bedeni koşarak elimdeki havluya sarındı. üstündeki küçük deniz taneleri havanın sıcaklığından buharlaşırken heyecandan titreyen ellerim sigara dumanından anlaşılıyordu. çünkü genellikle senin yanındayken heyecanlanır, dilim düğümlenir sadece gözlerini izlerdim. uçan kuşların sesleriyle kafamda bu şarkıyı mırıldanırken, kirpiklerinden saçılan güneş ışınlarıyla güneşleniyordum. aslında bu kadar romantik değilimdir ben. sadece içimden konuşur, öyle dalardım gözlerinin kahverengliğine. hatta bazen gözlerini kaçırırdın, gülerdin ne bakıyorsun be şapşal? der gibi. evet artık mimiklerinden ne demek istediğini anlıyorum. konuşmadan dahi hissediyorum senin duygularını. kafayı mı yedim acaba? neden bu şarkı bana bunları düşündürüyor bilmiyorum. beirutun ağladığım tek şarkısı bu heralde ondan. böyle nefesini boynuma doğru üfledikten sonra içimin gıdıklanması gibi. durup dururken gözlerimin dolmasının sebebi bu şarkı. hayır alerjim değil tam olarak bu şarkı. şarkılara bu kadar anlam yüklemek. ımm evet en sevdiğim şey bu. kendi kendime konuştuğumu anlamış olacak ki düşünceli dudağıma bir öpücük kondurdu ve gülümsedi. hadi biraz yürüyelim dedi. bense küçülmüş göz bebeklerimi birden büyüterek cevap verdim ona. tuttu elimden kaldırdı beni kocaman bir gökyüzüne. deniz kıyılarını, tuz kokusunu, dalgaları, bulutların denize yansımasını ve akşam üstünün getirmiş olduğu pamuk şeker görünümlü bulutları çok sevdiğimi bildiği için her pazar günü beni buraya getirirdi. ayak izlerimizden ezilmiş kumları seyrederek yürüyordum. o ise benim aksime denizi seyrediyordu. biz çok diyalog kurmazdık.  yaklaşık yarım saat hiçbir şey konuşmadan yürüdük. ve artık güneş dağın arkasına saklanmıştı bile. hava hafiften koyulaşmış birazda soğumuştu. hadi gidelim dedim. çünkü akşamüstü araba seyahati en sevdiğim şeydi. arabaya bindik kemerimi taktım ve bu şarkıyı açtım. havanın turuncu ve pembeliğini izlerken bu şarkıyı kaçıncı başa sarışımdı bilmiyordum. ayağımı torpidonun üstündeki çıkıntıya koydum ve sesi biraz daha açtım. çıldırıcam çok seviyorum bu şarkıyı. gözlerim doluyor etraf birden flulaşıyor ve yanağımdan göğsüme düşen küçük tatlı tuzlu damlacıkları umursamıyordum. ilk defa ama ilk defa hiçbir şey hissetmeden ağlıyordum. neden ağladığımı bilmiyordum sadece ağlıyordum. umursamadan düşünmeden sadece ağlıyordum. bana ne yaptın? neye dönüştüm ben? duygularımı mı eritiyorsun? yada içimdeki kalan son damlaları mı temizliyorsun? ah yoksa bahar temizliğimi? ne diyorsun anlamıyorum. lanet olsun anlamıyorum ve neden bana bunu yaptığını bilmiyorum şarkı. resmen içinde kayboldum ve kendimi gözyaşlarıma teslim ettim. ama merak etme sanırım dalgalar ve ben akıntıya çoktan ulaştık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder