26 Aralık 2015 Cumartesi

tınılaştırdıklarımızdanmısınız?

sözlere geç başlayan şarkıları seviyorum. az sözle çok şey anlatan şarkılarıda seviyorum. bence notalarla anlatılan duygular, sözlerden daha samimi geliyor bana. çünkü melodiyi dinlerken hissettiğin duyguları sadece sen yaşıosun, o anda yaşıyosun ve anlık yaşıosun. güzel bişi bu. herkesin kendine ait bir özel müzik algılama alanı olması. bu şarkıda kendimi huzurlu hissedip daha sonra kirlenmiş duygulara kapılıyorum. leş, pis öf falan. bir çok duyguyu aynı anda yaşamanızı sağlayan şarkıları sevin, sevdirin. şimdide anlamsızca huzuru bulmayı arar gibi oldum, ve burda şarkının bittiğini anlıyoruz. akustik. akustik giriş ve bitiş abi. daha ne diyeyim. hayatımda yaptığım rutini anlatıyor aslında bu şarkı. akustik uyanıyorum, leş pis ve kirlenmiş hissederek günümü geçirirken, yatağa gene akustik giriyorum. uyuyorum. gene sabah huzuru bulmayı aramak için. buda bir kuple olarak kalsın; I'm the mountain I'm the plain tell me now am I insane. I'm the spirit, I'm the source, I'm the root, I'm the doors, I'm the road long and hard running out of my heart. I'm the mountain climb me up and we never gonna stop. esen kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder